27 Haziran 2011

Aile içi şiddet Balıkesir gündeminde

Cennet anaların ayağı altındadır.

Hadis

Geride bıraktığımız hafta seçimlerin bitmesiyle yavaşlayan kent gündemi, Kadına şiddetin Balıkesir’deki en çirkin görüntüleriyle hareketdi. Yaşananların kamuoyuna duyurulmasında, gazeteci arkadaşlarımızın haberi veriş biçimi de haberin gündemin ön sıralarında yer almasını sağladı. Ancak kullanılan fotoğraflar ve haberin dili sorunluydu ve kadına yönelik şiddeti yeniden üretmekteydi.

20-24 Haziran tarihlerinde Balıkesir kent merkezinde yayınlanan 10 yerel gazetenin birinci sayfalarındaki gündem başlıklarını inceleyerek hazırladığımız Birincisayfa bölümümüzle bu haftada gazetemizdeki yerimizi aldık.

Geride bıraktığımız hafta yerel gündem, aile için şiddet haberlerini saymazsak, sakin bir hafta geçirdi. Yaz havasına giren yerel gazeteler, kentte olan biten birçok farklı olayı birinci sayfalarından okuyucularına aktardılar. Haftanın en ses getiren haberi ise, yerel gazetelerin kurbanı büyük fotoğraflarla teşhir ettiği aile şiddet haberleriydi. Olayın kendisinden öte yerel gazetelerde yayınlanış biçimine dair birkaç söz söyleyeceğiz.

Ayrıca geçen hafta “çiçeği burnunda” vekillerimizin mazbata alma haberleri ve Çarşamba günü Atatürk Stadyumunda düzenlenen “9.Türkçe Olimpiyatları” da Balıkesir gündeminde öne çıkan diğer haberlerdi.

Vekillerimiz mazbatalarını aldı

Pazartesi günü yerel gazeteler haftaya dağınık gündem maddeleriyle başladı. Hafta sonu sakin geçen Balıkesir’de geçen haftanın ilk gününün de sakin başlaması doğaldı. Ancak haftanın ilk gününden itibaren gündem seçim sonuçlarının ve milletvekillerinin resmi gazetede yayınlanmasının ardından mazbatalarını alan yeni vekillerimizle hareketlendi.

AKP’li ve CHP’li vekiller, geçtiğimiz hafta Pazartesi günü mazbatalarını aldılar. MHP’li Ahmet Duran Bulut ise mazbatasını Çarşamba günü aldı.

Mazbata almaya ilk olarak CHP’liler vekiller geldi. CHP’nin bu dönem mecliste Balıkesir’i temsil edecek milletvekilleri Namık Havutça, Nedret Akova ve Haluk Ahmet Gümüş, İl Başkanı Sıtkı Gider, Merkez İlçe Başkanı Hakan Şehirli ve parti yöneticileri eşliğinde milletvekili mazbatalarını aldılar. CHP’lilerin ardından Adalet Sarayı’na gelen AKP’li vekiller burada mazbatalarını alarak kendilerini bekleyen basın mensuplarına renkli görüntüler verdiler. Mazbata almadan önce AKP’li vekiller Merkez İlçe Başkanlığını ziyaret ederek, pasta kestiler.

Mazbatasını en son alan MHP’nin Balıkesir’deki tek Milletvekili Ahmet Duran Bulut ise mazbatasını aldıktan sonra yaptığı açıklamalarla yerel gazetelerin birinci sayfalarında yer aldı.

Balıkesir´de Türkçe Şenliği

Geçen hafta milletvekillerimizin mazbata almalarının yanında Balıkesir gündeminde öne çıkan bir başka haber ise bu yıl dokuzuncusu yapılan Türkçe Olimpiyatları’ydı. Günler öncesinden başlayan hazırlıklar, tanıtım ve duyurular sonucunda ortaya çıkan Türkçe şölenine Balıkesirlilerin ilgisi büyüktü.

Atatürk Stadı´nda düzenlenen programa 20 ülkeden 100 civarında öğrenci gösteri yaptı. Türkçe şarkı ve şiirlerin yanı sıra farklı ülkelerin folklor gösterileri de beğeniyle izlendi. 130 ülkeden bin öğrencinin katıldığı Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın Balıkesir´de yapılan turnesini yaklaşık 35 bin Balıkesirli izledi. Geceye protokolde büyük ilgi gösterdi. Milletvekillerinden tutun da Vali Vekili Selda Dural’a, Belediye Başkan’ından birçok üst düzey bürokrata kadar pek çok kişi sahnenin önünde kendileri için ayrılan alanda gösterileri izlediler.

Organizasyon hak ettiği ilgiyi yerel gazetelerden de gördü. Gecenin ertesinde birçok yerel gazete Türkçe Olimpiyatları’nı birinci sayfalarından gördüler. Ayrıca Balıkesir Turnesine katılan öğrencilerin çeşitli kurumlarda yaptıkları ziyaretlerde gazetelerin birçoğunda yer aldı.

Türkçe ile yeni bir dünya kuruluyor

Türkçe Olimpiyatları 9 yıldır bu kadar önemli hale getiren nokta, Türkiye’nin dünyadaki etkinliğinin artık dil ve eğitim üzerinden kurgulanıyor olması.

Tabi bir de bu hadisenin fikri altyapısı var. 20 yüzyılın sonlarında özellikle Sovyetlerin yıkılmasıyla gün yüzüne çıkan dünyadaki değişim dalgasını en iyi değerlendirenlerin başında Türkiye’den giden eğitimciler gelmiştir. Aslında Türkçe Olimpiyatları, 1990’larda kısır çatışmaların içinde boğuşan Türkiye’nin içinden çıkan birkaç gönüllüyle, ilk olarak Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine daha sonra dünyanın pek çok ülkesine gidenlerin oralarda başlattıkları eğitim çalışmalarının 21. Yüzyılda meyvelerini vermeye başladığını göstermesi açısından önemli bir göstergedir.

Kısacası geçen hafta Çarşamba günü 20 farklı ülkeden 100 çocuğun hep bir ağızdan Türkçe söylediği gibi “Yeni bir dünya kuruluyor, Türkçeyle”.

Aile içi şiddet ve yerel gazetelerin tavrı

Gelelim geçen haftanın en çok konuşulan ve bize göre yerel gazetelerde veriliş biçiminin sorunlu olan habere.

Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü yerel gazetelerin bir kısmı manşetlerinde bir aile içi şiddet haberine yer verdi. Merkez Karaoğlan Mahallesi’nde ikamet eden 5 kişilik bir ailede yaşananlar tüyler ürperticiydi. Eşinin ailesi ve kendisiyle ilgili bazı sorunlar yaşan kadın, hapsedildiği evin camından atlayarak, komşuların yardımıyla polise başvurdu.

Ağır bir şiddet ve işkence gördüğü gazetelerin birinci sayfalarından verilen boy boy fotoğraflarla anlaşılan kadının hastanede tedavisi yapıldıktan sonra İzmir’deki ailesinin yanına gönderildi. Çocuklarıda beraberinde alıp körfeze giden Eş ise polisin operasyonuyla yakalandı. Gazetecilerin neden yaptın? Sorusuna “Neden yaptığımı ona sorun” şeklinde cevap verdi.

Yukarıda kısa özetlediğimiz bu olayı Birincisayfa’ya taşımamızın tek nedeni geçen haftanın en çok konuşulan haberi olmasının yanı sıra gazeteci arkadaşlarımızın özellikle iyi niyetle yapmaya çalıştıkları bir haberin aslında ters etki yaptığını anlatmak istememizdendir.

Medya’nın aile içi şiddetle imtihanı

Öncelikle haberlerin birçoğunda şiddete uğrayan kadının ismi kodlanarak (N.Ö. gibi) bazılarında ise ilk isimler açık verilmişti. Ayrıca şiddete uğrayan kadının fotoğraflarına birkaç gazete dışında kimse siyah bant çekme ya da mozaikleme ihtiyacı hissetmemişti. Oysa yerel gazeteler haberin etik kodları gereğince mağdur pozisyonundaki kadının kimliğini belirtecek fotoğrafları mozaikleyerek vermeleri gerekirdi. Ayrıca kadının eski fotoğrafıyla, şimdiki yara bere içindeki fotoğrafları da yan yana verilmişti.

Arkadaşlarımızın bu fotoğrafları iyi niyetle, olayın vehametini ve iğrençliğini gözler önüne sermek için böyle bir şey yaptıklarını düşünseler de yaptıkları habercilik, yaşan şiddet vakasını yeniden üretmek yani pekiştirmek, şiddete uğrayan kadını yanlızlaştırmak, şiddeti uygulayan kişiyi dolaylı olarak haklılaştırmak ve daha pek çok ters etkiye sebep oluyorlardı. Çünkü bu fotoğrafların bu şekliyle yayınlanması aynı zihniyetteki pek çok erkek için hem bir skor ya da başarı hem de “eşine yanlış yapan kadın”ın nasıl cezalandırılması gerektiğinin gerçek hayattan kesitlerle anlatıldığı bir örnek olay algılaması yaratıyordu. Yani böyle bir habercilik biçimi erkekleri cesaretlendirerek şiddetin yeniden üretilmesini sağlar.

Medya mağduru rencide ediyor

Ayrıca kadını döven eşin fotoğraflarına siyah bant çekilmesi, yani yüzünün saklanması ise, asıl teşhir edilecek kişinin toplumdan saklanmasına neden oluyordu. Yani yasalarla suçluluğu ispatlanmamış kişilerin isimlerinin ve kimliklerinin gizli tutulması kuralı, gazeteci arkadaşlarımızın eliyle, dolaylı olarak suçluyu koruyordu. Adam böyle bir suç işlese bile toplum tarafından bilinmiyor, hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor. Bu arada kadın da rencide olmuş bir şekilde hayatını sürdürüyor.

Zira adam yakalandıktan sonra “Neden?” sorusuna verdiği, “O suçunu biliyor” açıklamasının da haberlerde yer verilmesi yine gazeteci arkadaşlarımızın suçlunun kendini haklılaştırmasına yardım etmekten başka bir işe yaramıyordu. Hiçbir suç, bir insanın işkenceye maruz kalmasını ve fiziksel şiddet görmesini haklılaştıramaz.

Aslında erkeklerin kadınlar üzerinde neden şiddete meyilli olduklarını Psikanaliz perspektifinden burada anlatırdık ama onu da başka bir zaman anlatırız artık.

------

Kadına şiddet sıradan olarak görülüyor

Bu olayla ilgili daha fazla söz söylemeye gerek yok ancak bir de olayın gazeteler açısından çarpıcılığını ortaya koymak adına Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinin yaptığı bir araştırmadan bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Günlük satışı 300 binin üzerinde olan ulusal gazetelerde, 1 Eylül 2006 - 31 Ağustos 2007 tarihleri arasında yer alan ve mağdurlarını kadınların oluşturduğu aile içi şiddet konulu haberlerin analiz edildiği çalışmada, bin 400 haber incelenmiş.

Yapılan araştırmaya göre, gazetelerin aile içi şiddetin sadece "ilgi çekici" olarak kabul edilen polisiye boyutuyla ilgilendiğini ortaya koyuyor. Medya şiddeti toplumsal bir sorun değil adli bir vaka olarak görüyor ve haberlerin yüzde 87`sinde saldırganın değil kurbanın fotoğraflarına yer verilerek kurbana ikinci bir darbe daha vuruluyor.

Gazeteler aile içi şiddet olaylarını toplumsal bir sorun olarak görmediği gibi, yaşanan olayları daha çok bireysel şiddetle ilişkili, polisiye vakalar olarak haberleştiriyor. Gazeteler haberlerin genellikle sansasyonel boyutuyla ilgileniyor.

Araştırma sırasında incelenen haberlerin, benzer olaylarla karşı karşıya kalan kadınların sorunlarının çözümü için bilgilendirici ve yol gösterici yönü bulunmazken, haberlerde şiddete karşı var olan düzenlemeler, başvurulabilecek telefon hatları ve sığınma evleri hakkında hiçbir bilgi yer almıyor.

Araştırmaya göre yine bu tür haberlerin yüzde 8’inde görsel malzeme kullanılıyor ve haber başına birden fazla fotoğraf karesine yer veriliyor. Aile içi şiddet haberlerinde olay anı ya da olay yeri fotoğrafından çok, saldırgan ya da mağdurun eski dönemlerine ait fotoğraflar kullanılıyor. Şiddete uğrayan kadınların fotoğraflarına saldırganların görüntülerinden yüzde 16 oranında daha fazla yer veriliyor. Fotoğrafların yüzde 87’sinde şiddete uğrayan kadınlar teşhir ediliyor.

Medyadaki haberlerin yüzde 86`sında fiziksel şiddete değiniliyor ancak psikolojik ve ekonomik şiddet, ayrı bir şiddet türü olarak değil, çoğunlukla fiziksel şiddete uğrayan kadının öyküsünü anlatırken değinilen bir ayrıntı olarak kullanılıyor.

Medya aile içi şiddetin daha çok görünür tahribatıyla ilgileniyor. "Kırık kol, mor göz, patlak kafa" gibi kadınlarda ortaya çıkan bedensel tahribata ilişkin ifadelerin haberlerde yer alma oranı yüzde 13.7 iken "stres, depresyon ve bunalım" gibi ruhsal tahribata ilişkin kavramlar haberlerin sadece yüzde 2.9`unda yer bulabiliyor.

2007 yılında yapılan araştırmada bahsedilen başlıklarla bizim anlattığımız olay arasında benzerlikler var değil mi?

-----

Bu haftalık da birinci sayfa bölümüzün sonuna geldik. Yazılarımızı her hafta Balıkesir’in en iyi gazetesi Politika’dan, kentin an be an güncellenen haber sitesi www.balikesipolitika.com ‘dan ve geçmiş yazılarımızla birlikte http://birincisayfa.blogspot.com ‘dan takip edebilirsiniz.

20 Haziran 2011

Seçim bitti, gündemi kaldı

Çok bilenler konuşmazlar, çok konuşanlar bilmezler.

Lao-Tzu

12 Haziran günü yapılan Milletvekili Genel Seçimleri AKP’nin tarihi başarısıyla sonuçlandı. Haftalardır süren maratonu AKP tüm oyların % 50’sini alarak seçimden birinci parti olarak çıktı. Tartışmaya yer bırakmayacak bu başarı geçen haftanın birinci sayfalarında geniş bir şekilde yer aldı.

Geçen hafta 13-18 Haziran tarihlerinde Balıkesir kent merkezinde yayınlanan 10 yerel gazetenin birinci sayfalarını inceleyerek hazırladığımız Birincisayfa bölümümüzle Politika Yazı İşleri olarak karşınızdayız. Seçimin yoğun gündeminde zorunlu olarak verdiğimiz aradan sonra yazılarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Geçtiğimiz hafta şüphesiz yerel veya ulusal tüm medya kuruluşlarının en önemli gündemi, 12 Haziran Milletvekili Genel Seçimleriydi. Aslına bakarsanız burada da zaman zaman belirttiğimiz üzere seçim kararı alındıktan ve seçim tarihine yaklaşıldıktan sonra 12 Haziran Seçimleri, gündemin en önemli maddesi olarak haftalardır birinci sayfalardaki yerini korudu.

Seçim gündemi sırasında, gerek partilerin çalışmaları gerekse verdikleri demeçler, gazeteciler olarak en önemli gündem haberi olarak değerlendirilerek birinci sayfalardan okuyucuya aktarıldı.

12 Haziran seçimleri hakkında aslında geçen hafta gazetelerden ve televizyonlardan yeterince analiz yayınlandı. Ancak adet olduğu üzere biz de önceki hafta yapılan seçimleri farklı bir bakış açısıyla ele almaya çalışacağız.

AKP %50 oyla seçimlerin galibi

12 Haziran günü yapılan seçimler Adalet ve Kalkınma Partisi’nin rekor başarısıyla sonuçlandı. Saat 5’ten sonra sandıklar açıldığında, aslında seçmenin yarısının tahmin ettiği diğer yarısını ise şaşırtan bir sonucun ilk sinyalleri gelmeye başlamıştı.

İlk sandıklarda AKP’nin oyu %56’yla açıldı, CHP’nin %18’le açılmıştı. Ancak tabi ki biz seçimin böyle bitmeyeceğini, oy oranı yüksek olan partiyle düşük olan partilerin sonuçlar açıklandıkça birbirlerine yaklaşan bir oy oranı seyri izleyeceği biliyorduk.

Niteklim öyle de oldu. AKP gecenin sonunda %49,9 oy oranına ulaştı. CHP %25,9’la geceyi kapatırken, MHP %13’le barajın üzerinde kaldı. Bağımsızlar denilen ve BDP tarafından desteklenen grup ise % 6,6 oy alarak seçimin dördüncü galibi oldu. AKP, önümüzdeki dönem Mecliste 326 milletvekili ile temsil edilecek. Balıkesir’de milletvekili sayısı düşen AKP, Balıkesir’den Meclise 4 milletvekili gönderdi.

AKP seçim sürecinde şüphesiz başarılı bir tanıtım kampanyası süreci yürüttü. Televizyon reklamları, gazete ilanları, radyo ve raket-billboard gibi outdoor çalışmalarıyla neredeyse tüm kitle iletişim araçlarında yer alan AKP, duygu tonu yüksek, icraatlarını ve hedeflerini anlatan bir reklam dili kullandı. Özellikle son hafta türkü formatında birlik beraberliği çağrıştıran seçim şarkısı seçmen açısından etkili bir araç olarak karşımıza çıktı.

CHP oylarını artırdı

Seçimlerin bir diğer kazananı ise tabi ki CHP’ydi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun rüzgârıyla CHP, %26 Oy aldı. Kılıçdaroğlu seçim sonuçlarının büyük oranda belli olduğu zaman parti genel merkezinden yaptığı konuşmayla da aldıkları oy oranını “başarı” olarak değerlendirdi.

Seçimden sonra ulusal gündemden takip edebildiğimiz kadarıyla CHP’de seçim sonuçlarına itiraz sesleri yükselmeye başladı.

İlk tepki Eski Genel Başkan Deniz Baykal’dan geldi. Kulislere yansıyan sözlerinde Baykal, kendisinin CHP’yi %30’larda bıraktığını, ortada başarı denilecek bir durumun olmadığını söyledi. Ancak Baykal’ın dayandığı oranın bir saha araştırması olduğunu, asıl dikkate alınması gereken oranın 2007 seçimlerindeki % 20,8 olduğunu belirtmek istiyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP aslında bu seçimlerin en kazançlı çıkan partisi konumunda. CHP bu seçimlerde hem oy oranını hem de milletvekili sayısını artırdı. Önümüzdeki dönem CHP mecliste 135 sandalye ile temsil edilecek. Balıkesir milletvekili sayısını artıran CHP, AKP’den bir milletvekili alarak bu dönem Ankara’ya 3 milletvekili gönderdi.

CHP, seçim kampanyasına en erken başlayan parti olmasının avantajını bu seçimlerde 3 milyon yeni seçmen kazanarak gördü. Özellikle “Türkiye rahat bir nefes alacak” taşıyıcı sloganlı reklamları ve duygu tonu yüksek tespitleriyle başarı bir tanıtım kampanyası yürüttü. Yine de hedef olarak koyulan %30 oy oranına ulaşılamasa da bu başarı CHP de taşların oturmaya başladığını göstermesi açısından önemli bir parametredir.

MHP barajı geçti

12 Haziran Genel Seçimlerinin şüphesiz en çok merak edilen partisi MHP’ydi.

Barajın altında kalacaktı-kalmayacaktı derken MHP, seçimlerden %13 oy oranıyla çıktı. Balıkesir’den bir milletvekili çıkaran MHP, Türkiye genelinde 55 milletvekili ile önümüzdeki dönem Mecliste yer alacak.

Aslında MHP 2007 seçimlerindeki %14,7’lik oydan biraz gerilemiş görünse de barajın üzerinde kalması bile başarı olarak değerlendirilebilinir. Çünkü seçimlerden önce MHP’nin başına tebelleş olan kaset vukuatları, MHP’nin seçimlerde barajın altında kalacağı algısını oluşturmuştu. Ancak beklenen olmadı ve MHP barajın üzerinde kalarak seçimlerin 3. partisi oldu.

Yerel Seçimler de durum farklı olur

Aslında seçim sonrasında en çok dile getirilen analiz 2009’da yerel seçimlerin oy oranlarıyla, genel seçimlerde alınan oy oranlarının karşılaştırılarak partilerin başarıları irdelenmesiydi. Ancak bu yöntemin birazcık sorunlu olduğunu belirtmekte fayda var.

İki seçim de seçmen psikolojisi üzerinde yarattığı etki farklıdır. Bu farklılık seçmenin her zaman farklı oy davranışı göstermesine neden olmaktadır. Yerel seçimlerde seçmen doğrudan aday tercihine yönelirken, parti ve lider faktörlerini ikinci plana itebilmekte; genel seçimlerde ise parti ve lider tercihini öne çıkartırken, aday tercihini ikinci plana itebilmektedir. Bu durum normal bir durumdur ve vatandaşın sağlıklı oy tercihinin de göstergesidir.

Balıkesir’de seçmen listelerine, özellikle AKP’de, gelen tepkilere rağmen bazı ilçelerde tepkiler doğrultusunda sonuçlar çıkmamasını buna bağlayabiliriz. Bu da bize gösteriyor ki seçmen, öyle bir kesimin düşündüğü gibi, bilinçsiz bir oy tercihi ortaya koymuyor.

Seçmen genel seçimlerde Liderlere ve partiye oy verirken, yerel seçimlerde bu faktörleri es geçerek doğrudan aday tercihlerine yöneliyor. Bunun böyle olduğu 2009 yerel seçimlerinde de ortaya çıkmıştı. Bunun yanında İl Genel Meclisi seçimleri de bu bağlamda yanıltıcıdır, çünkü o da bir yerel seçimdir ve seçmen tarafından böyle değerlendirilmektedir.

Yani ezcümle genel seçimlerdeki yüksek oy oranları yerel seçimlerde karşımıza çıkmayabilir.

Seçim, yerel gündemin en önemli maddesiydi

12 Haziran Genel seçimlerini kısaca özetledikten sonra gelelim geçtiğimiz haftanın yerel gündeminde önce çıkan başlıklara.

Geçtiğimiz hafta yerel gündem tamamen seçim sonuçlarına kilitlendi. Pazartesi günü tün gazetelerin manşetlerinde seçim sonuçları yer alırken, seçim gündemi Cuma gününe kadar devam etti. Hafta başında sonuçlara odaklanan yerel gazeteler haftanın ortalarına doğru partilerden gelen açıklamalara yer verdiler. Geçen haftanın en ilginç haberleri ise AKP’lilerin seçilemeyen 5. sıra milletvekili Mehmet Akif Okur için döktükleri gözyaşları idi.

Ayrıca CHP’den gelen cılız itirazlarda zaman zaman yerel gazetelerin birinci sayfalarından okuyuculara ulaştı. MHP’den ise en etkili seçim yorumu İl Başkanından geldi. Mehmet Duran, seçim sonuçlarını “vatandaş çark dönsün diye AKP’ye oy verdi” diye yorumladı.

Tüm haftaya baktığımızda ise seçimler Birincisayfa rekoru kırarak bu güne kadar gördüğümüz en büyük haber yoğunlaşmasının konusu oldu.

13-18 Haziran tarihlerinde kent merkezindeki yerel gazeteler, 12 Haziran seçim sonuçlarına, seçim sonrası yapılan açıklama ve verilen demeçlere, parti mensuplarının ya da kamuoyu önderlerinin seçim sonrasıyla ilgili beklentilerine birinci sayfalarında, 33 manşet, 50 sürmanşet ve 78 birinci sayfa haberi şeklinde yer verdi. Gazeteci arkadaşlarımızın üretkenliğini kutluyoruz.

12 Haziran Genel Seçimlerini kısaca değerlendirdiğimiz Birincisayfa’dan bu haftalık bu kadar. Önümüzdeki haftadan itibaren Balıkesir’in rutin gündemiyle gündem yolculuğumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yazılarımızı her pazartesi kentin en ciddi gazetesi Politika’dan, tüm hafta boyunca haber portalımız www.balikesirpolitika.com ‘dan takip edebilirsiniz.